Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Kasım 2019

Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları (GYO) sektörü, son yıllarda göstermiş olduğu istikrarlı büyüme ivmesini kaybetmiştir. 2018 yılının ikinci yarısında yaşanan devalüasyon ve faiz artışı beraberinde oluşan likidite krizi nedeniyle Türkiye ekonomisi resesyona girmiş ve halen devam eden bir küçülme sürecine yol açmıştır. Bu ortamın sonucu olarak inşaat sektöründe yaşanan ciddi daralma gayrimenkul sektörünü de etkilemiştir. Finansman sorunu ve içteki talep yetersizliği sektörün temel problemleri arasındadır. Sektörün büyümesi için uygun şartlarda kaynak bulamaması nedeniyle proje geliştirilememektedir. Büyük yaşam alanları, iş merkezleri veya alışveriş merkezleri gibi büyük ölçekli gayrimenkul projelerinin finansmanına kaynak sağlamayı amaçlayan GYO şirketlerinin bu tür büyük projeleri gerçekleştirmesi için önemli ölçüde finansman yükünü üstlenmesi gerekir. Bu durum, çoğu kez kendi özkaynakları yetersiz olan şirketler için faiz yükü yaratan bir fonlama anlamına gelmektedir. GYO sisteminin kendisinin bir finansman modeli olmasının yanı sıra sektörün finansman kaynaklarının çeşitliliğine ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. GYO sektörünün diğer sektörlere oranla yabancı kaynak kullanımı sınırlıdır. Ağırlıklı olarak özkaynaklar ile finanse edilen sektörün; gayrimenkul sertifikası, gayrimenkul yatırım fonu ve konut kredilerinin seküritizasyonu gibi alternatif oluşturacak finansman kaynakları yaratması önem taşımaktadır. Mevcut konjonktür çerçevesinde uzun vadeli ve uygun maliyetli kredilerin bulunmaması, hali hazırda bankacılık sektörünün bu alandaki risk algısının bozulmasıyla klasik fonlama zorlaşmıştır. Sektörün son yıllarda talep etmiş olduğu alternatif finansman kaynak çeşitlendirilmesine yönelik çalışmalar ise pratikte pek karşılık bulmamıştır.

Mevcut koşullar hem yatırımcıları hem de GYO’ları bekle gör stratejisi içerisine sokmuştur. Diğer yandan artan kurlar ve enflasyon ile artan maliyetlerin birebir konut maliyetlerine yansıtılamadığı bir ortamda, biriken konut talebinin beklendiği gibi sektörü canlandırmaması sektörün geleceğe ilişkin belirsizliğinin sürmesine yol açmaktadır.. Konut yatırımı maliyetlerinin son dönemlerde yapılan faiz indirimleri ile nispeten düşürülmesi ve talebin canlandırılması için kamu bankalarınca adım atılması konut talebini kısa vadede kısmen arttırmıştır. Ancak ekonominin daralma sürecinin yavaşlamasına rağmen halen büyümeye evrilecek bir noktaya gelememesi ve beklentilerin olumsuz olması nedeniyle yatırımcıların nakitte kalma tercihi bir süre daha güvenli liman olmaya devam edecek görülmektedir. 

Sektörün piyasa değeri, artan kurlar nedeniyle dolar bazında azalmaya devam etmiş ve Haziran 2019 dönemi itibarıyla 3,0 milyar dolara gerilemiştir (2014; 9,4 milyar dolar). GYO sektörünün piyasa değeri TL bazında ise 2018 yıl sonuna göre %9,3 azalarak 17,6 milyar TL’ye gerilemiştir. Haziran 2019 dönemi itibarıyla sektör aktifleri 2018 yıl sonuna göre sadece %1,2 artış göstererek 80,3 milyar TL’ye yükselmiştir. GYO’ların yeni proje gerçekleştirememesi sektör aktif büyüklüğünün neredeyse sabit kalmasına yol açmıştır. Diğer yandan önceki dönem aktif büyümelerinde yeniden değerleme artışlarının ciddi ölçüde etkisi olmuştur.

 

Devamı için raporu indiriniz.