Derecelendirme, bir şirketin yükümlülüklerini yerine getirebilme kabiliyetini ve borçlarını zamanında ve tam olarak geri ödeyebilme gücünü ve isteğini ölçen bir değerlendirme sürecidir. Bir şirketin derecelendirme analizi, aynı zamanda bu şirketin kredi itibarının (kredibilitesinin) gelecekte nasıl bir gelişme göstereceğini tahmin etmeyi amaçlar. Bir şirketin, bugünkü̈ mali gücü̈ ve ileride ne yönde değişeceğine dair edinilen kanaat, derecelendirme notları (ratings) ile ifade edilir. Derecelendirme notu pek çok verinin dikkate alındığı bilimsel bir çalışma sonucunda ulaşılan bir kanaattir.
Derecelendirme metodolojilerinde ana ilke, ülke veya sektör bazında kurumsallaşma ne kadar fazla, kayıt düzeni titiz ve düzgün, finansallar şeffaf ve güvenilir durumda ise, kantitatif faktörlerin nispi ağırlığının o ölçüde daha fazla olmasıdır. Örneğin finansal kayıtların ve düzenlemelerin sıkı kontrol altında olduğu bir sektörde kalitatif faktörlerin ağırlığı diğer reel sektör firmalarından daha az olacak, buna karşılık sayısal analiz faktörlerinin ağırlığı daha fazla olacaktır.
Derecelendirme, esas itibarı ile anlık bir fotoğraf/ finansal röntgen değil, geçmiş performansından başlamak üzere geleceğe gidişi de içeren dinamik bir analizdir. Bu nedenle, öncelikle şirketin geçmişteki performansları ve bunların gelişimi de incelenir. Şirketin geçmiş performansı, istikrar, devamlılık ve tutarlılık kriterleri açısından finansal ve yönetsel veriler kapsamında değerlendirilir. Gelecekle ilgili olarak da şirketlerin mümkün olan en fazla detayda bütçe projeksiyonlarına strateji ve planlarına bakılır. Takip eden izleme dönemlerinde bu öngörülerin gerçekleşme düzeyleri kadar, şirketlerin doğru ve sağlıklı projeksiyon yapabilme güçleri de değerlendirilir.
Kurumsal şirket derecelendirme metodolojisi (Kısaca KŞDM olarak da adlandırılacaktır.) kantitatif (niceliksel) ve kalitatif (niteliksel) faktörlerden oluşur. Burada niceliksel unsurlar esas itibarıyla uluslararası standartlara-yerel mevzuata- uygun ve onaylanmış finansal tablolar ve raporlardır. Niteliksel Faktörler ise ana hatlarıyla;
a- Platformik faktörler (derecelendirilen kurumun içinde yer aldığı ülke, sektör, yasal ortam)
b- Kuruluşun çalıştığı sektörde karşı karşıya bulunduğu rekabet faktörleri
c- Kuruluşun yönetiminin değerlendirilmesi şeklindedir.
Derecelendirilen kuruluşun faaliyetleri ister sanayide olsun ister hizmet sektöründe olsun aynı analiz yöntemine tâbidir. İnceleme başlıca İş Riski, Finansal Risk ve Ortaklık Yapısı/Yönetim/Kurumsal Yönetim/Risk Yönetimi olmak üzere, üç temel risk alanı çerçevesinde yapılır. Bu üç alandaki risk analizlerinden Finansal Risk Analizi, ağırlıklı olarak kantitatif (niceliksel) faktörlerden, diğerleri - İş Riski ve Yönetim - de ağırlıklı olarak kalitatif (niteliksel) faktörlerden oluşur. Ancak, Finansal Risk Analizinde muhasebe standartları gibi kalitatif öğeler olduğu gibi, iş riskinde de piyasa payı gibi kantitatif öğeler bulunmaktadır.
A. KALİTATİF FAKTÖRLER
1. İŞ RİSKİ ANALİZİ
İş riski analizinin temel amacı, derecelendirilecek şirketin içinde faaliyet gösterdiği platformu, sanayi/sektör/işkolu risklerini ve derecelendirilen kuruluşun bu platformdaki iş modeli olarak konumlanmasını analiz etmektir. Turkrating temel metodoloji sistematiği, her kredi derecelendirmesinde ülke riski, ekonomik göstergeler, sektör ve işkolu riskleri ile rekabeti dikkate alır.
1.2 Ülke Riski
Derecelendirilen kuruluşun sağlıklı analizi açısından faaliyet gösterilen ülkenin taşıdığı, politik, ekonomik ve finansal risklerin de analizi önemlidir. Hükümetin istikrarı, yatırım ortamı, kanun ve düzenlemeler, hukukun üstünlüğü, bürokrasinin etkisi, GSMH, enflasyon, toplam dış borç, cari denge, iç ve dış güvenlik ve çatışma durumları vb. gibi uluslararası standartlarda dikkate alınması mutat olan birçok faktör, ülke riskinde değerlendirilir.
1.2. Sektör Özelliklerinin Analizi
Bir kuruluşun faaliyette bulunduğu iş alanı (alanları) veya sektörde (sektörlerde) ne gibi riskler ve potansiyeller olduğuna bakılır. Her sektörün kendine özgü koşulları vardır ve bu koşullar hem bugünün risklerini hem ileride doğabilecek riskleri kapsar. Bu nedenle sektörün özelliklerinin bütün yönleri ile araştırılması, gelişmelerin hangi trendler çerçevesinde olduğu, sektördeki tehditlerin ve fırsatların çok iyi değerlendirilmesi gerekir.
1.3. Rekabet Analizi
Rekabet edebilme gücü, bir şirketin faaliyette bulunduğu sektördeki emsal/karşılaştırılabilir nitelikteki diğer şirketlere karşı zayıf ve güçlü yönlerini ifade eder. Rekabet analizinde şirketin piyasa konumuna bakılır ve üretim ve pazarlama stratejilerinin rakiplerine kıyasla üstün performans gösterip göstermediği incelenir. Rekabet, Kurumsal Şirket Derecelendirme Metodolojisinde aşağıdaki başlıklar çerçevesinde analiz edilir.
- Pazar Payı
- Piyasa hakimiyeti
- Franchising: Firmanın piyasada, gücünü sürdürmesine olumlu katkısı bulunan müşterilerde sağladığı marka, güvenilirlik, bilinirlik unsurlarını değerlendirir.
- Maliyet verimliliği: Özellikle fiyatın piyasada oluştuğu, fiyatlama gücünün az veya hiç olmadığı durumlarda, rekabette maliyet unsurları çok önem kazanır.
- Çeşitlilik (Diversification) Göstergeleri
- Birden fazla ürün ve hizmet çeşitliliği,
- Müşteri ve gelir çeşitliliği,
- Hammadde ve tedarikçi kaynaklarının çeşitliliği.
2. ORTAKLIK YAPISI/YÖNETİM/KURUMSAL YÖNETİM/RİSK YÖNETİMİ
Bu bölüm; ortaklık yapısının incelenmesini, yönetim Kurulu ve üst yönetimin kalitesini, amaçlara ulaşmaktaki başarısını, kurumsal yönetişim ilkelerine ne kadar uyulduğunu, bilgi sunumundaki şeffaflık ve etkinliği, iş modelini uygulamaktaki başarısını ve de risk yönetiminin analizini kapsar.
2.1 Ortaklık Yapısı
Kuruluşun ortaklık yapısı, ortakların kimliği, geçmiş deneyimleri, başka hangi alanlarda faaliyet gösterdikleri, hakim ortak bir holding veya şirketler grubu ise bu holdingin yapısı ve finansal performansı değerlendirilir. Aynı zamanda hakim ortakların iştiraklerini destekleme gücü ve/veya isteği derecelendirme kanaatini etkileyen en önemli kriterlerden biridir.
2.2. Yönetim
Derecelendirme metodolojisinin en önemli bölümlerinden biri şirket yönetiminin değerlendirilmesidir. Ne tür ürün veya hizmetler üretileceği, hangi stratejilerle çalışılacağı ve bu faaliyetlerin nasıl finanse edileceğine karar veren yönetim olduğuna göre, yönetimin etkinliği ve başarısı derecelendirme notunu etkiler. Yönetimin belirli ilkeler ve hedefler çerçevesinde çalışması, ileriki yıllara dönük gerçekçi bütçe ve nakit akışı projeksiyonları yapabilmesi ve bu hedeflere ulaşabilmesi şirketin öngörülebilirliği açısından önemlidir.
2.3. İş Modelinin Başarısı
Bu bölümde firmanın çalıştığı sektör içinde kendisini nasıl konumlandırdığı/iş modeli incelenir. (Misal, perakende-toptancı, kurumsal müşteri-bireysel müşteri, çok şubeli-az şubeli gibi) Firmanın finansal veri ve rasyo analizleri de dikkate alınarak, seçtiği modelde başarılı olup olamadığı, istikrarlı gelir ve büyüme yaratıp yaratamadığı değerlendirilir. Ana kriter, firmanın seçtiği iş modelinin gerektirdiği sermaye, coğrafi dağılım, personel kalitesi, reklam vs faktörleri tutarlı kullanıp kullanmadığıdır.
2.4. Kurumsal Yönetim
Temelde halka açık şirketlerin kurumsal yönetim ilkelerine uyum göstermeleri zorunluluk iken, halka açık olmayan kuruluşların da kurumsal yönetim açısından donanımlı olmaları beklenir. Bu kapsamda Yönetim Kurulunun yapısı, bağımsızlığı ve işleyişi, karar mekanizmaları, profesyonel bir organizasyon yapısının varlığı, şeffaflık ve hesap verebilirlik düzeyi şirketin kurumsal yönetime verdiği önemi gösterir. Kurumsal yönetim ilkelerine uyumlu olmamakla birlikte bir şirketin belirli bir düzeyde kurumsallaşmayı başarmış olması dahi öngörülebilirliğini arttırır.
2.5. Risk Yönetimi
Yönetimin risklerini nasıl yönettiği etkin çalışmasının bir göstergesidir. Şirketin maruz kaldığı risklere karşı ne tür önlemler aldığı incelenir. Şirketin risklerini ne şekilde tanımladığı ve risklerin önemsenip önemsenmediği dikkate alınır. Ayrıca, şirketin yazılı risk politikalarının olup olmadığı ve nasıl uygulandığı incelenir.
Bu çerçevede özellikle aşağıdaki risk kategorilerine bakılır:
- Operasyonel Risk
- Piyasa riski (Kur, Faiz ve Fiyat)
- Likidite Riski
- Karşı taraf riski
- İlişkili taraf riski
B. KANTİTATİF FAKTÖRLER
1. FİNANSAL RİSK ANALİZLERİ
1.1. Karlılık Analizi
Bir şirketin varlığının sürdürülebilirliği ve büyümesi için yeterli gelir yaratabilir olması gerekir. Şirketin hiç bir finansal yükümlülüğü olmasa dahi giderlerini karşılaması, özkaynak yaratması ve olumsuz koşullara karşı güçlü konumda olabilmesi için faaliyetlerinden kar etmesi beklenir. Pay sahipleri açısından da bakıldığında şirket performansının başarısı yıl sonu karı ile ölçülmektedir. Turkrating karlılık analizinde, geçmiş yıllarda elde edilen gelirlerin kalitesi, kaynakları ve istikrarı gibi faktörler ve şirket yönetiminin sunduğu projeksiyonlar dikkate alınarak gelecek dönemlerdeki olası gelişmeler değerlendirilir.
Geçmiş dönemlerde düzenli gelir yaratmış olan karlı şirketler, doğal olarak diğerlerine nazaran borçlarının ödenmesinde veya sermaye piyasası araçları ile fonlama konusunda, daha büyük esnekliğe sahip olacaklardır.
Karlılık analizinde kullanılan belli başlı rasyolar;
- Net Esas Faaliyet (İşletme) Kar Marjı
- Aktiflerin Getirisi
- Öz Kaynak Getirisi
- EBITDA Marjı
- Satışlar / Aktifler
1.2 Nakit Yaratma Gücü ve Borç Ödeme Kapasitesi
Bir şirketin borçlarını geri ödemesinde, nakit akımı temel fon kaynağını sağladığına göre nakit yaratma kabiliyeti ve borç ödeme kapasitesi birbiriyle çok yakından ilgilidir. Nakit akımı hem faaliyet içi hem de faaliyet dışı kaynaklardan oluşabilir. Faaliyet içi nakit akımı aynı zamanda operasyondan elde edilen fonlar olarak tanımlanır ve temelde düzeltilmiş vergi öncesi karlardan oluşur. Düzeltilmiş vergi öncesi karlar, amortisman ve nakit yaratmayan (yeniden değerleme gibi) kalemlerin kardan düşülmesinden sonra, faiz giderleri dahil karlar olarak tanımlanır.
Şirketlerin bir taraftan nakit girişleri ve çıkışları arasında denge sağlayabilmeleri, diğer taraftan operasyonları için yeterli seviyede nakit bulundurmaları gerekmektedir. Bu nedenle nakit planlamasının düzenli kontrol edilmesi ve pozitif nakit yaratabilmek için bazı önlemler alınması beklenir. Bir şirket karlı olmasına rağmen, düzenli ve planlı bir nakit akışı yaratamıyorsa borç ve yükümlülüklerini yerine getiremeyebilir.
Nakit akımlarının eşleştirilmesinin yanı sıra aşağıdaki temel rasyolar kullanılır:
- Faiz Karşılama (EBIT ve EBITDA)
- Faaliyetlerden Sağlanan Nakit/Finansal Borç
- Finansal Borç / EBITDA
- Serbest Nakit Akışı/ Finansal Borç
- Faaliyetlerden Sağlanan Nakit/Faiz Gideri
1.3. Sermaye Yeterliliği ve Finansal Politikalar
Bir şirketin sermayesi ve finansal politikaları çoğu zaman o şirketin risk duyarlılığını yansıtır. Şirketin operasyonlarını ne ölçüde özsermaye ile finanse ettiği, ne ölçüde kredi alarak finanse ettiği derecelendirme notunda önemli rol oynar. Bununla beraber, çok düşük finansal kaldıraç ile çalışmak her zaman en uygun yönetim stratejisi olmayabilir. İlave sermaye bulunması, genelde kredi almaktan daha zor olduğuna göre bu ikisi arasında bir denge sağlanmalıdır.
Sermaye yapısı ve kaldıraç ölçümünde kullanılan temel rasyolar:
- Finansal Borçlar / Özkaynak
- KV Finansal Borçlar / Kapitalizasyon
- Finansal Borçlar / Kapitalizasyon
- Toplam Yükümlülükler / Özkaynak
1.4. Finansal Esneklik (Likidite Rasyoları)
Finansal esneklik kavramı, likidite ölçümü ile alternatif finansman kaynaklarına ulaşabilme kapasitesini bir arada değerlendirir. İşletme sermayesinin yönetiminin etkinliği klasik likidite oranları ile yapılmakta iken, işletme sermayesi yönetiminin karlılık üzerine etkisini ölçmek için faaliyet döngüsü analizi kullanılmaktadır. Şirketin içinde bulunduğu sektör, şirketin büyüklüğü, kapasitesi, tedarik ve satış şartları vb. gibi şirkete özgü faktörler dikkate alınarak faaliyet döngüsünün analizi yapılır. İşletme sermayesi yönetimi kapsamında nakdin, alacakların, stokların ve kısa vadeli borçların yönetilmesi esastır.
Likidite ve Finansal Esneklik Ölçümünde Kullanılan Temel Rasyolar,
- Nakit Oran
- Asit Test Oranı
- Cari Oran
- İşletme Sermayesi / Aktif
- Net Döviz Pozisyonu / Aktifler