GİRİŞ
Turkrating Kurumsal Şirket Derecelendirme Metodolojisi (KŞDM), Turkrating’in Finansal Kuruluşlar dışında kullandığı en kapsamlı ana kredi derecelendirme metodolojisidir. Ana şirket metodolojimizin çerçevesine çok geniş sayıda ve sektörde kuruluş girebilmekte olup, Turkrating, zamanla, yeni edinilen müşteri portföyü, bilgi ve deneyimlere göre, bu ana metodoloji şemsiyesi altında alt modeller geliştirmektedir.
İlaç sektörü de, sektörün yapısı ve dinamikleri irdelenerek, sektörde yeralan şirketlerin belirli karakteristik özelliklere sahip olduğu ve sektöre uygun farklı bir model ile daha hassas ölçümleme yapılması gereken sektörlerden birisidir. Bu sektörün ayırt edici özellikleri dikkate alınarak geliştirilen modelimizde KŞDM’den farklı olarak eklenen ve/veya çıkartılan kriterler aşağıda açıklanmıştır. Değişmeyen kısımlarda dikkate aldığımız kriterler ana şirket metodolojimizin temel esaslarına uygun olarak değerlendirilecektir. Derecelendirmemizde bakış açımıza ve analizimize dayanak oluşturan niteliksel (Kalitatif) ve niceliksel (Kantitatif) ana faktörler aynı kalırken, bu ana başlıklar altında değerlendirdiğimiz iş riski, yönetim ve finansal analiz başlıklarında farklılaşmalar oluşabilmektedir.
İlaç Şirketleri Modeli bir ilaç şirketinin mevcut şartlar çerçevesinde, tüm risklerini tanımlar, ağırlıklandırır ve derecelendirir. Böylelikle yükümlülüklerini yerine getirmedeki temel göstergeleri, nakit akışları, iş stratejileri, finansal politikalar ve tüm bu göstergelerin ne denli başarılı olabildiğini inceler. Turkrating’in ilaç şirketlerine uyguladığı modelde sektör verileri önemlidir. Sektörün denetlenip denetlenmediği (Düzenleyici otoritenin etkinliği), gelecek dönemde nasıl bir gelişme göstereceği (potansiyel büyüme beklentileri) ve teknolojik gelişmelerden ne şekilde etkilendiği araştırılır.
- KALİTATİF FAKTÖRLER
-
- İş Riski
İş Riski ana başlığı, Ülke Riski, Sektör Riski ve Rekabet Konumu alt başlıkları altında incelenir. Ülke ve sektör riskleri şirketin içinde bulunduğu ortamın değerlendirilmesi ile ilgilidir. Rekabet konumu ise şirketin bizzat kendi performansını ölçümlemeyi amaçlar.
1.1.1. Ülke ve Sektör Riskleri
Ülke Riski, faaliyet ortamını ve koşullarını etkilediğinden, derecelendirilen şirketlerin finansal durumları ve sürdürülebilirlikleri açısından, ülkenin politik ve ekonomik istikrarını ve gelişimini değerlendirir. KŞDM ile aynı şekilde, Ülke Riski ekonomik gösterge ve kriterleri dikkate alan ekonomik büyüme riski ve ülkenin politik durumu ve ilişkilerinin dikkate alındığı politik risk olarak iki alt başlıkta değerlendirilmektedir.
Şirketin içinde bulunduğu sektörde, rakip firmaların sayısı ve gücü, rekabetin ne şekilde olduğu, potansiyel rakip firmalar ile rekabetin firmanın mali durumu ve büyüme olanakları üzerine bugünkü ve yakın gelecekteki olası etkileri değerlendirilir. Yüksek sermaye, yüksek yatırım finansmanı, Ar-Ge ve know - how gerektiren sektörlerde -ki ilaç sektörü böyledir- girişin ve iş geliştirmenin uzun süre gerektirdiği, ciddi bürokratik ön koşullara ve izne tabi olduğu sektörlerde derecelendirilen kuruluş büyük engelleri aşarak önemli noktalara gelmişse, yeni bir rakibin girmesi ve ayni gelişmeyi göstermesi zaman alıcı ve zor olacağından olumlu değerlendirilir.
Sektörün genel olarak büyüme trendi incelenip notlandırılır. Büyüme trendi olan bir sektörde rekabet eden firmaların pazar payı oranları sabit kalsa bile yatırımları, aktif büyüklükleri, satışları ve karlılıklarının da olumlu etkilenmesi beklenir. İlaç sektöründe büyüme, ülkenin kişi başı milli geliri, refah standardı ve hükümetlerin sektöre tanıdığı teşviklerle doğrudan ilişkilidir.
Yapılan düzenlemeler sektörün temel dinamiklerini, yapısını ve sektörün şekillenmesini direkt etkilemektedir. Düzenleyici ortamın üretici firma ve genelde sektörün ihtiyaçlarını ne ölçüde kapsadığı, risklerini nasıl tanımladığı, düzenlemek için aldığı kararları, uygulamaları ve becerisi değerlendirilir. İlaç sektörü özelinde devletin uyguladığı referans fiyat sistemi ve bizzat uygulanacak kuru saptaması, ilaç şirketlerinin karlılıklarını doğrudan etkileyici bir faktördür.
1.1.2. Şirketin Rekabet Durumu
İlaç Sektörü, diğer sektörlerdeki rekabet kriterlerine ek olarak tedavi alanlarının ve bu alanlara yönelik ilaçların çeşitliliği, ürün geliştirmede uzun süreçleri ve Ar-Ge çalışmalarını dikkate alan üretim planlamaları, özellikli ürün üretebilmek için oluşturulması gerekli üretim yapısı gibi kendine özgü kriterlere sahiptir.
- Ölçek ve Piyasa Payı
- Coğrafi Çeşitlilik
- Ürün Çeşitliliği
- Tedarikçi Çeşitliliği
- Pipe Line (Üretim Planı)
- Tedavi Alanı Çeşitliliği
- Track Record
- Verimlilik
- Üretim Yapısı (Özellikli Ürünler Üretebilirliği)
-
- Ortaklık Yapısı/Yönetim/Kurumsal Yönetim/Risk Yönetimi Yönetimi
Bu başlık altında değerlendirilen kriterler KŞDM ile aynı olup, ortaklık yapısı, yönetim, kurumsal yönetim ve risk yönetimi başlıkları altında iş modelini dikkate alarak incelenmektedir.
- KANTİTATİF FAKTÖRLER
-
- Finansal Risk Analizi
Finansal risk analizi ağırlıklı olarak sayısal verilerin değerlendirildiği bölümdür. Finansal risk İlaç Şirketleri Modelinde ağırlıkları düşürülmekle birlikte KŞDM’de olduğu gibi dört alt başlık altında incelenmektedir;
-
-
- Karlılık
-
İlaç sektöründe ülkemizde öncelikle düzenleyici tarafından uygulanan “Referans Fiyat Sistemi”, ithalata dayalı hammadde tedariki gibi maliyet unsurları ve mal fazlası olarak adlandırılan ve satılan ilaçların belli bir oranında depo ve eczanelere ücretsiz olarak verilmesi uygulaması sektörün karlılığını olumsuz etkileyen faktörlerdir. Üretim yapan bir şirketin satışlarında istikrar önemlidir. Özellikle satış fiyatların sıkı denetim altında olduğu, hammadde teminin %80 oranında ithalata dayandığı ilaç sektöründe satış istikrarının önemi daha da artmaktadır. İthal girdilerin yoğunluğu nedeniyle kur hareketlerinden yüksek seviyede etkilenen ilaç şirketleri, yükselen maliyetlerini satış fiyatlarına aynı oranda yansıtamamaktadır. Fiyat artışlarının düzenleyici kurum tarafından belirlenir. Faaliyet ortamının bu özelliği nedeniyle satış gelirlerinde istikrar sağlamak, üretimin ve gelirlerin devamlılığını sağlayan bir unsurdur. Üretim sürecindeki bir ürünün olabilecek en düşük maliyetle tamamlanması, güçlü bir karlılık için birinci derecede öneme sahip bir unsurdur. Bununla birlikte söz konusu ürünün müşterisine satılıncaya kadar katlanılan operasyonel maliyetler de göz ardı edilemeyecek derecede önemlidir.
Karlılık analizinde kullanılan belli başlı rasyolar;
- Satış Gelirleri İstikrarı
- Operasyonel Karlılıkta (EBITDA) İstikrar
- Net Esas Faaliyet (İşletme) Kar Marjı
- Aktiflerin Getirisi
- Öz Kaynak Getirisi
- EBITDA Marjı
-
-
- Nakit Yaratma Gücü ve Borç Ödeme Kapasitesi
-
Bir şirketin borçlarını geri ödemesinde, nakit akımı temel fon kaynağını sağladığına göre nakit yaratma kabiliyeti ve borç ödeme kapasitesi birbiriyle çok yakından ilgilidir. Nakit akımı hem faaliyet içi hem de faaliyet dışı kaynaklardan oluşabilir. Faaliyet içi nakit akımı aynı zamanda operasyondan elde edilen fonlar olarak tanımlanır ve temelde düzeltilmiş vergi öncesi karlardan oluşur. Düzeltilmiş vergi öncesi karlar, amortisman ve nakit yaratmayan (yeniden değerleme gibi) kalemlerin kardan düşülmesinden sonra, faiz giderleri dahil karlar olarak tanımlanır.
Şirketlerin bir taraftan nakit girişleri ve çıkışları arasında denge sağlayabilmeleri, diğer taraftan operasyonları için yeterli seviyede nakit bulundurmaları gerekmektedir. Bu nedenle nakit planlamasının düzenli kontrol edilmesi ve pozitif nakit yaratabilmek için bazı önlemler alınması beklenir. Bir şirket karlı olmasına rağmen, düzenli ve planlı bir nakit akışı yaratamıyorsa borç ve yükümlülüklerini yerine getiremeyebilir.
Nakit akımlarının eşleştirilmesinin yanı sıra aşağıdaki temel rasyolar kullanılır:
- Faiz Karşılama (EBIT ve EBITDA)
- Faaliyetlerden Sağlanan Nakit/Finansal Borç
- Serbest Nakit Akışı/ KV Finansal Borç
- Faaliyetlerden Sağlanan Nakit/Faiz Gideri
- Faaliyetlerden Sağlanan Nakit/Yatırım Harcamaları
- Faaliyetlerden Sağlanan Nakit/Arge Harcamaları
2.1.3. Sermaye yapısı
Bir firmanın sermayesi ve finansal politikaları çoğu zaman o firmanın risk duyarlılığını yansıtır. Firmanın operasyonlarını ne ölçüde özsermaye ile finanse ettiği, ne ölçüde kredi alarak finanse ettiği derecelendirme notunda önemli rol oynar. Bununla beraber, çok düşük finansal kaldıraç ile çalışmak her zaman en uygun yönetim stratejisi olmayabilir. Sermaye artırımı genelde kredi almaktan daha zor olduğuna için bu ikisi arasında bir denge sağlanmalıdır. ilaç şirketlerinde Ar-Ge çalışmalarının önemi ve sonucunda geliştirilen ilaçların lisans ve imtiyaz haklarının aktifler içinde ciddi ölçüde yer almaktadır. Bu sektörde rekabet gücünü belirleyen önemli kriterlerden biridir.
Sermaye yapısı ve kaldıraç ölçümünde kullanılan temel rasyolar:
- Finansal Borçlar / Aktifler
- KV Finansal Borçlar / Kapitalizasyon
- Finansal Borçlar / Kapitalizasyon
- Özkaynak/Aktifler
- Maddi olmayan Duran Varlıklar/ Aktifler
2.1.3. Finansal Esneklik ve Likidite
Finansal esneklik kavramı, likidite ölçümü ile alternatif finansman kaynaklarına ulaşabilme kapasitesini bir arada değerlendirir. Finansal esnekliği kısıtlayabilecek faktörler (yasal davalar, çevre sorunları gibi) bu başlık altında incelenir. Üretimi yapılan mamulün olabilecek en hızlı bir şekilde üretilmesi, ardından satışının yapılarak ürün için harcanan tüm maliyetin elde edilen kar ile birlikte tahsil edilmesi, üretim şirketlerinin nakit döngüsünün temelini oluşturmaktadır. Nakit çevirme ( nakit dönüş ) süresi, İlaç üreticisi şirketin hammadde alımı ile başladığı üretim sürecinde, hammaddeler için ödeme yaptığı tarihten alacaklarını tahsil ettiği tarihe kadar geçen süreyi ifade etmektedir.
Likidite ve Finansal Esneklik Ölçümünde Kullanılan Temel Rasyolar,
- Nakit Oran
- Cari Oran
- İşletme Sermayesi / Aktif
- Devir Hızları